18 Eylül, 2007

siftine siftine ogreniyorum

Ayni dili konusanlar degil, ayni duygulari paylasanlar anlasabilir
(Mevlana)

Bulent sagolsun, sayesinde yeni bir dil ogrendim: Konyaca.

Battıçıktı: Geçit
Doşşarma: Bunun ne oldugunu unuttum.
Buyuş buyurmak: Gerekli gereksiz emirler vermek:
Billor: Bardak
Gubuz: Ukala
Zınarmak: Vazgeçmek
Günaşık: Çekirdek
Sümsüklemek: Dürtmek, sarsmak
Ahraz: Anlama özürlü
Siftine siftine: Yavas yavas
Teşansür etmek / Çövdürmek: Isemek

Ayni dili konusmasak da, bir yerlerde ayni duygulari paylasan insanlar var, biliyorum.

17 Eylül, 2007

simdi yeni seyler soylemek lazim

Her gün bir yerden göçmek ne iyi / Her gün bir yere konmak ne güzel / Bulanmadan, donmadan akmak ne hos

Dünle beraber gitti cancagizim / Ne kadar söz varsa düne ait
Simdi yeni seyler söylemek lazim



Biraz işaretlere baktım, bir yazı-tura attım, ertesi gece Konya’daydım. Neden diye sormayın, yaptığım çoğu şeyin nedenini bilmiyorum. Umduğum için sanırım. “Ben yolda olayım da, umduğum beni bulur” inancı.


Konya’da tuhaf işlere bulaştım. Poligona gittim mesela ve hayatımda ilk kez gerçek silah kullandım. İç titreten bir deneyimdi, her atıştan sonra insan yerinden sıçrıyor. Ölümü düşündürdü bu deneyim bana... ve iyi-kötülüğü... Tanıdığım ve çok iyi insan olduğuna yemin edebileceğim insanların katilliğine tanık oldum ben. İçimizde her duygu var belki. Her an iyiye veya kötüye dönüşme ihtimalimiz de...

Mevlana okudum şehrin parklarında... Doğruyu-yanlışı sorguladım. Halk arasında yarı hacca gitmek gibi algılanan Mevlana Türbesi’nde oturdum, insanları izledim. Bir teyze beni heykel sandı:) Alaaddin Keykubat Camii’ndeyken ezan okunmaya başladı, ağladım.

Bir sehir daha akti hayatimdan... Kazandirdigi yeni sorular kaldi.

13 Eylül, 2007

hele bi gel

icinden geleni soyle, kalirsa yazik olur
hayata kusuverirsin, huzunler seni bulur




Haftalardir donuyorum... donuyorum... buhranin etrafinda. Bir adim sonrasi huzun... Ben yine kiyisinda.

Gulcin abla etraftaki isaretleri şu gunlerde belki de goremedigimi soyledi. Ben o sirada Donus Sergisi* hazirliklari nedeniyle her zamankinden bile daha ruhani evinde huzur yumagi olmustum bile. Koltukta ha uyudu, ha uyuyacak... Sahi ben niye kendimi kapatmistim yine evrene? Niye susmustum, niye yine "dogrusu budur" ceketimi giyinmeye calismistim ustume? Kesin olan sudur ki, dogrusu bana olmuyor. Ben anormal biseyler yapmazsam huzur filan bulmuyorum.

Mevlana'nin Konyasına yolcuyum yarın. Hamdım. Piştim. Bi yanmak kaldi.


* Gulcin Anil Donus Resim Sergisi: 20 Eylul-4 Ekim, Dolmabahce Sanat Galerisi