29 Ağustos, 2010

özlem pansiyon yeniden suriye'de

Ben iş hayatının acılarından acılarına koşturuyor olabilirim; ama Özlem-Pansiyon ruhu hala yollarda!



Sevgili Tuğba ve Şeyda,
Beni de kendinize yol arkadaşı yaptığınız için çok teşekkür ederim.
Fiziksel olarak da yanınızda olmayı; Fairouz şarkılarıyla uyanmayı, Bashar'ın kahvesinden içmeyi, Suriyelilerin iftar yemeğine ortak olmayı... bilseniz ne çok isterdim!!


Suriye maceramızda neler oluyor merak ediyorsanız; Raydan Çıkmak Lazım ve Bitlenmeden Gel
bloglarını okuyun!

10 Ağustos, 2010

'bitlenmeden gel'

Genç Gezginler birer birer başladılar maceralarına! Yazanların anılarına, Pansiyon'un sağ alt köşesinde yer alan Genç Gezginler Yollarda bölümünden ulaşabilirsiniz.
Emre, yurdumun sahil kasabalarında sanatla dolu alternatif bir yaşamı zorluyor aylardır. Mustafa Özd., Fa sponsorluğunda Avrupa gençliği ile birlikte dünya kupasını izledi, döndü. Esra ve Gaye, uluslararası çalışma kampında tanıştıkları arkadaşları ile interrail yaptılar; birkaç güne güzel haberlerini alırız sanıyorum. Selen, Hindistan'a doğru adım adım ilerliyor. Murtaza muhtemel Balkanlar'da interrail yaptı. Yiğit yaz tatilini Sırbistan'da geçiriyor. Ümit, Uzak Doğu'da hayatın anlamını arıyor. Birge ve İlker interrail ile Avrupa'yı turluyor. Baki Berk bisikletiyle İtalya'da pedallıyor. Özgün bugün yarın başlayacağı yolculuğu için güzergah planlıyor. Uğurcan, Likya Yolu'nu yürüdü geldi, şimdi Beyrut hayalleri kuruyor. Feyyaz, kıymetlisi fotoğraf makinasını bile sattı, Güney Amerika seyahatine hazırlanıyor. Mustafa Özt., yakında Yunanistan'a bisiklet sürecek inşallah. Karyamız Tuğba ve yoldaşı Şeyda da, bir şarkının duygusunun peşinde, Suriye ve İran'a doğru rotayı kırdı. Yarın yolculuklarına başlıyor.

Şeyda'nın annesi onu evden uğurlarken "bitlenmeden gel" demiş. Bu tembih blogunun da başlığı olmuş. Bayıldım :)
Geri gelin de, nasıl gelirseniz gelin. Bitli bitsiz farketmez bizim için.
Fotoğraf; Özlem Pansiyoncular'ın Ankara buluşmasının hatırasıdır (©Şeyda).

06 Ağustos, 2010

seyahat özgürlüğümüzü geri istiyoruz!


Sizlerle uzun zamandır paylaşmak istediğim -muhtemel çoğunuzun çoktan duyduğu ve destek olduğu- bir kampanya var: 'Seyahat Özgürlüğümüzü Geri İstiyoruz'.

Siyasal iletişim danışmanı O. Suat Özçelebi tarafından, Seyahat Özgürlüğü isimli blogda başlatılan, kısa sürede kitlelerce desteklenen ve pasaport ücretlerinin %50 oranında indirilmesi gibi somut bir başarıya imza atan bu kampanyanın devam amacını, Suat Bey kampanya sitesinde kısaca şöyle özetlemiş:

"En pahalı pasaport ücreti hala Türkiye'de. Dünya ortalaması 45-50 dolar düzeyinde bulunuyor. Türkiye'de 5 yıllık biyometrik pasaport ücreti 500 dolardan 225 dolara inse de hala çok yüksek. Her yıl otomatiğe bağlanmış zamlarda yasal bir değişiklik yapılmadı. Bu durum Anayasamızın 23. maddesinde tanımlanan 'seyahat hürriyeti'nin açıkça ihlalidir. DÜNYANIN EN PAHALI PASAPORTLARINI KULLANMAK İSTEMİYORUZ. Anayasal hakkınızın elinizden alınmasına izin vermeyin!"

'Pasaport fiyatlarında indirim' gibi net bir talebi olan "Seyahat Özgürlüğümüzü Geri İstiyoruz" Kampanyası, seyahatin yaygınlaştırılmasına fırsat verebilecek, bugüne dek yapılmış belki de en anlamlı ve en desteklenmesi gereken hareket. Ayrıca bizim gibi sivil toplum anlayışı yeterince oluşmamış bir ülke için, hepimize ilham ve cesaret veren, şahane bir sivil girişim örneği bana göre.

Düşünenin aklına, üşenmeyip destekleyenin (başka hangi nedenle bu kampanya desteklenmez ki?) bileğine sağlık!