Pansiyon fabrika gibi aşık üretiyor. Cuma gecesi kına gecesi de gördü. Yakında Telli Mama olarak adım çıkacak:)
Pansiyon'a taşınmak bir dönemin başlangıcıydı benim için. Sanıyorum çevremdeki insanları da en az beni olduğu kadar etkiledi. Önce Y'li dönemini yaşadı Pansiyon. Cuma akşamdan bohçasını alır gelirdi Y. Sabahlara kadar alemlediğimiz son gençlik çırpınışları... Pazar gece dönerdi evine. Boşluğu kalırdı. Bencildi, şımarıktı, "bana hep bana" idi, renkliydi. Çok dostum oldu ama hiç kimseyi Y'yi sevdiğim gibi bir sempati ile sevmedim. Y dönemi kocaya kaçmasıyla bitti. Kalbim kırık kendimi yollara vurdum. Onsuz bir hayat yeterince eğlenceli değildi.
Sonra A. dönemi başladı Pansiyon'un. Başta sadece ortak arkadaşları olan ve birbirini çok az tanıyan insanlar idik. Yurtdışında yaşamasına rağmen bir ayağı sürekli Pansiyon'da olan A. ile dostluk, bu ziyaretler sırasında gelişti. Ben neysem o tam zıddı gibi duruyordu. Ben uçarı, onun ayakları düz taban kadar yerle temasta. Ben çaktırmayan bir romantik, o kimliği tamamiyle ortada gerçek bir pragmatik. Ben ultra dokunmatik, o ihtiyaç anında kafaya maksimum 'pat pat'. Ben oryantalist, o bayağı Amerikalı. Ben rüzgarını bekleyen yelkenli, o motorlu gemi (Gittiği yere kendiyle onlarca kişiyi de sürüklemiş). Ben 'bir ağaç gibi tek ve hür', o 'bir orman gibi kardeşçesine'... Çabamız ortaktı ama. Hayata tutunma mücadelemiz, dert edindiklerimiz, vefamız ve sevgimiz...
Damla damla sızdı, santim santim yer etti hayatımda. Sabırla. Kapıdan kovaladım, "Biliyorum. sen de istiyorsun" diyerek bacadan girdi. İstiyordum gerçekten. Nereden bildi? Hayatta hiç kimsenin göstermediği emeği harcadı bana. Analiz felci kişiliği ile beni tanımaya, anlamaya çalıştı, bulduğu şeyi sevdi ve sahiplendi. Kimsenin şımartmadığı kadar şımarttı beni.
Dostluklarda sevgi kadar rekabet de oluyor maalesef. Bu rekabet duygusu bizi farketmeden yarışlara sokuyor, bazen kıskançlık doğuruyor. Bizimkisi rekabetsiz, kıskançlığın olmadığı bir dostluk. Çok güçlü bir kadın o. Yine de ona bakınca için şefkat doluyor. Bugün sahip olduğu mutluluğu alın teriyle, sabırla, yetenekleriyle, zekasıyla, fazlasıyla hak ederek elde ettiğini bilecek kadar tanıdım onu. Kendisi için istediği her güzel şeyi benim için de samimiyetle dilediğine inanacak kadar güvendim.
İsteyerek becermesem de bir şekil vesile olduğum A-B ilişkisi, dün gece düğün dernek resmiyet kazandı. Ben de şahitlik ettim bu sevgiye ve birbirlerine iyi/kötü gün için verdikleri söze. Bir Pansiyon çifti daha evliliğe adım atmış oldu. A'ya göre "double income olur, ev alınır, çoluk çocuk yapılır, evlilik iyi bi şey". Böyle bakınca evlilik fena bir fikre benzemiyor gerçekten:) Çok dostum oldu benim. Ama A. ile yaşadığım şey tam onun tarzı, 'kardeşçe'. Geçmişimiz uzun değil ama geleceğimizin olmasına kararım kesin. Özlem'siz bir evlilik hayatını aklınızdan bile geçirmeyin:)
Gelelim Damat Bey'e. Uzun zaman B'nin nerede olduğunu merak edenlere sonunda zevkle gerçeği açıklıyorum. B. artık dünyaevinde!:) Kendisini tanıdığımda dünya seyahati yapan, paraşütle filan atlayan seksi bir gezgin gibi görünüyordu. Türkiye'ye döner dönmez yakasına yapıştım. Pansiyon'dan geçmeyen dünyanın kaç bucak olduğunu anlamaz dedim. Hakikaten gidilesi bucakları burada tamamladı:) Sandığımız şey (genç kızların sevgilisi, özgür ruh, vahşi cazibe!) olmadığı tez zamanda ortaya çıktı. Evcimen, hafif şapşi, mülayim bi çocuk. Ama dünya tatlısı. Bu kadar mı huzur verir bir insan, bu kadar mı kavgasız, barışık, yumuşak, sevilesi olur? Önce ben tanımış gibi görünsem de bakmayın, B'yi bana kazandıran kişidir A. Yoksa o çoktan benim keskin dilimden topuklayıp kaçar, ben onu çoktan 'sıkıcı'lar sınıfına koyup uzardım. Bazı ilişkilerin zamana ihtiyacı var. Bizim zamanımız A. sayesinde Pansiyon'da tamamlandı. Benim için çok önemli bir dostum daha oldu.
Pansiyon aşıklarıyız biz. Mutlu bir aileyiz. Ağaç gibi hür, orman gibi kardeşiz.
Bu ailede kim kime daha çok aşık belirsiz:)
Pansiyon'a taşınmak bir dönemin başlangıcıydı benim için. Sanıyorum çevremdeki insanları da en az beni olduğu kadar etkiledi. Önce Y'li dönemini yaşadı Pansiyon. Cuma akşamdan bohçasını alır gelirdi Y. Sabahlara kadar alemlediğimiz son gençlik çırpınışları... Pazar gece dönerdi evine. Boşluğu kalırdı. Bencildi, şımarıktı, "bana hep bana" idi, renkliydi. Çok dostum oldu ama hiç kimseyi Y'yi sevdiğim gibi bir sempati ile sevmedim. Y dönemi kocaya kaçmasıyla bitti. Kalbim kırık kendimi yollara vurdum. Onsuz bir hayat yeterince eğlenceli değildi.
Sonra A. dönemi başladı Pansiyon'un. Başta sadece ortak arkadaşları olan ve birbirini çok az tanıyan insanlar idik. Yurtdışında yaşamasına rağmen bir ayağı sürekli Pansiyon'da olan A. ile dostluk, bu ziyaretler sırasında gelişti. Ben neysem o tam zıddı gibi duruyordu. Ben uçarı, onun ayakları düz taban kadar yerle temasta. Ben çaktırmayan bir romantik, o kimliği tamamiyle ortada gerçek bir pragmatik. Ben ultra dokunmatik, o ihtiyaç anında kafaya maksimum 'pat pat'. Ben oryantalist, o bayağı Amerikalı. Ben rüzgarını bekleyen yelkenli, o motorlu gemi (Gittiği yere kendiyle onlarca kişiyi de sürüklemiş). Ben 'bir ağaç gibi tek ve hür', o 'bir orman gibi kardeşçesine'... Çabamız ortaktı ama. Hayata tutunma mücadelemiz, dert edindiklerimiz, vefamız ve sevgimiz...
Damla damla sızdı, santim santim yer etti hayatımda. Sabırla. Kapıdan kovaladım, "Biliyorum. sen de istiyorsun" diyerek bacadan girdi. İstiyordum gerçekten. Nereden bildi? Hayatta hiç kimsenin göstermediği emeği harcadı bana. Analiz felci kişiliği ile beni tanımaya, anlamaya çalıştı, bulduğu şeyi sevdi ve sahiplendi. Kimsenin şımartmadığı kadar şımarttı beni.
Dostluklarda sevgi kadar rekabet de oluyor maalesef. Bu rekabet duygusu bizi farketmeden yarışlara sokuyor, bazen kıskançlık doğuruyor. Bizimkisi rekabetsiz, kıskançlığın olmadığı bir dostluk. Çok güçlü bir kadın o. Yine de ona bakınca için şefkat doluyor. Bugün sahip olduğu mutluluğu alın teriyle, sabırla, yetenekleriyle, zekasıyla, fazlasıyla hak ederek elde ettiğini bilecek kadar tanıdım onu. Kendisi için istediği her güzel şeyi benim için de samimiyetle dilediğine inanacak kadar güvendim.
İsteyerek becermesem de bir şekil vesile olduğum A-B ilişkisi, dün gece düğün dernek resmiyet kazandı. Ben de şahitlik ettim bu sevgiye ve birbirlerine iyi/kötü gün için verdikleri söze. Bir Pansiyon çifti daha evliliğe adım atmış oldu. A'ya göre "double income olur, ev alınır, çoluk çocuk yapılır, evlilik iyi bi şey". Böyle bakınca evlilik fena bir fikre benzemiyor gerçekten:) Çok dostum oldu benim. Ama A. ile yaşadığım şey tam onun tarzı, 'kardeşçe'. Geçmişimiz uzun değil ama geleceğimizin olmasına kararım kesin. Özlem'siz bir evlilik hayatını aklınızdan bile geçirmeyin:)
Gelelim Damat Bey'e. Uzun zaman B'nin nerede olduğunu merak edenlere sonunda zevkle gerçeği açıklıyorum. B. artık dünyaevinde!:) Kendisini tanıdığımda dünya seyahati yapan, paraşütle filan atlayan seksi bir gezgin gibi görünüyordu. Türkiye'ye döner dönmez yakasına yapıştım. Pansiyon'dan geçmeyen dünyanın kaç bucak olduğunu anlamaz dedim. Hakikaten gidilesi bucakları burada tamamladı:) Sandığımız şey (genç kızların sevgilisi, özgür ruh, vahşi cazibe!) olmadığı tez zamanda ortaya çıktı. Evcimen, hafif şapşi, mülayim bi çocuk. Ama dünya tatlısı. Bu kadar mı huzur verir bir insan, bu kadar mı kavgasız, barışık, yumuşak, sevilesi olur? Önce ben tanımış gibi görünsem de bakmayın, B'yi bana kazandıran kişidir A. Yoksa o çoktan benim keskin dilimden topuklayıp kaçar, ben onu çoktan 'sıkıcı'lar sınıfına koyup uzardım. Bazı ilişkilerin zamana ihtiyacı var. Bizim zamanımız A. sayesinde Pansiyon'da tamamlandı. Benim için çok önemli bir dostum daha oldu.
Pansiyon aşıklarıyız biz. Mutlu bir aileyiz. Ağaç gibi hür, orman gibi kardeşiz.
Bu ailede kim kime daha çok aşık belirsiz:)
14 yorum:
evlenenler bir yastık da kocasın..diycek başka bişi yok.. ama özlem sen hala aklın yerindeyken kaçabildiğin kadar kaç derim ben bu işten :)))
canım, bu koşturmaca içinde düğün dernek vs doğum gününü kutlayamadım. çok özür.
mutlu yaşlar diliyorum.
özlem
var ya özlem kopardın beni,küçük dilimi yutmak az gelir şu anda.
sen o kadar bu yazıda adı geçen herkesi takip et ama daha yeni uyan.
film gibisiniz kardeşim:)
sevgiler,
Özlemimi Asli kadar şımartamadım genelde hep ben şımartıldım galiba :)
Yasasın Asli simdi balayında sonra evliliğe falan alışlır pansiyon yine bana kalır..
Bencil bir dost
Ozlem ya ne ilginctir ki, hicbirinizi gercek anlamda tanimasam da yazin oyle dokundu ki..
Resimlerle bu guzel olayi paylastigin icin cok tesekkurler. Insllah arkadasliginiz dedigin gibi daim olur...
Darisi, dileyenlerin basina :-))
son aldigim bilgiye gore tanismalarina vesile oldugum bir baska cift daha evlilige dogru bir adim atmis:)
diyorum iste; 'telli mama' oldum ben. hem de istemeden:)
bi bana cikmadi bi pansiyon aski.. Oysaki ben ilk kuruldugu gunden beri mudavimiyim:)
gecen Istanbul gezisinde pansiyona ameliyattan oturu ugrayamamistim ama bu yeni haberleri duyunca sart oldu, valla gelip kapina birseyler baglayacagim, Ozlem...
Özlem, valla ya. Ziyaret yapalım senin evi. Telli Baba olsun, Ayın Biri Kilisesi olsun hepsine beş basar valla. Bir sırrı var işin ama. Özlem'in evde olmaması gerek. O etraftayken kısmeti kurutuyor. Aslında kurutmuyor da, üstüne oturuyor diyelim biz. Korkumuzdan çıkaramıyoruz koltuğun altından.
Pansiyon,
Evli cift dugunden sonra senin eve mi tasinacak, yazinin sonu sanki oyle bitiyor... Yani sen hem damadi hem de gelini sahiplenmissin daha simdiden...
Bu arada bir ozel tesekkur: sayende damadin cismini di gormus olduk. zira gelin adayi bugune kadar itinayl sakladi...
pansiyondan bekar cikan yok zaten. ayni ciftten mi bahsediyoruz bilmiorum ama ben de pansiyondan cikma baska bir ciftin yolda oldugunu biliyorum...
saglicakla,
Özlem beni de ekle listene, dolaylı da olsa. Bak sen hayatıma girdikten sonra herşey nasıl da düzeldi. Hayatımın aşkını yeniden buldum. :))) Yemin etsen başın ağrımaz ayol...
özlem hanım çok seksisiniz.sizinle tanışmak isterim....... ben gezgin.....
ne hayırlı pansiyonmuş yahuu şaka makada evlenenleri mutlu mesut etsin...
evlilik, vitrinde gördüğün malı başka kimse kapmasın diye önceden ayırmaktır...
evlilik, esnaf lokantasına her akşam para bayılmaktan kurtulmaktır...
evlilik, her gün başka birini bulamama sebeplerini bir çeyiz sandığına sığdırmaktır...
evlilik, girişi bedava olan dünyanın en keyifli sosyal kulübüne katılmaktır...
evlilik, spa salonlarıdır, aşçılık kurslarıdır, tamirat çantasıdır, güvenlik alarmıdır, alışveriş torbasıdır...
evlilik, tek perdelik yalnızlık gösterisini, locadan izlemektir...
evlilik, dünyanın en kapsamlı ve en az aylık ödemeli sigortasıdır...
evlilik çok şeydir, çoğu zaman güzel bir şeydir ama ne yazık ki acı da olsa aslolan yalnızlıktır...
imza: love&you sakızları:)
Yorum Gönder