Güney Kore'den başladık madem, hemen kapatmayalım konuyu, biraz detaylandıralım.
Otobüste tacize uğradığını sanan esas kız, o vakit henüz tanımadığı esas oğlandan intikamını alır (Personal Taste)
Romantik komedi tarzı filmleri seven kadın izleyicilerin Güney Kore dizilerinden hoşlanmama ihtimalini pek düşük buluyorum. Genelde bir dizi 60 dakikalık 16 bölümden oluşuyor. Diziyi uzatmak için saçma yan hikayelere fazla bulaşmıyorlar. İlk bölümler güldürüp, sonraki bölümler biraz ağlatıyor, ama hikaye genelde tatlı sonla bitiyor.
Otobüste tacize uğradığını sanan esas kız, o vakit henüz tanımadığı esas oğlandan intikamını alır (Personal Taste)
Ana karakterler arasında zengin/fakir gibi klişe karşıtlıklar görülmekle birlikte, ilginç ve aslında gelenekçi toplumsal yapılarına ters karşıtlıklar da olabiliyor. Mesela ekmek kavgasındaki esas kız erkek rolü yapıyor, esas oğlan ona erkek sanmasına rağmen aşık oluyor ve gay olduğunu düşünüp bi ton acı çekiyor (Coffee Prince). Otuz dörtlük kariyer kadını ile 24'lük gencin aşkı bir Kore dizisinde işlenebiliyor (The Woman Who Still Wants to Marry).
Edindiğim izlenim, Kore'de adamlar analarından, sevgililerinden, karılarından ve patronlarından dayak yiyor! Dayak dediysek abartı bi şekilde değil; görücü görüşmelerinde performansını beğenmediği oğlunun kafasına annesi vuruyor ya da oklava ile kovalıyor, fiziksel temasta sınırı aşan sevgiliye kız arkadaşı tekme atıyor, işini iyi yapmayan elemana müdürü birkaç darbe indiriyor. Konuşarak anlaşmaya çalışmaktan bazen çok yorulan ben, sanırım Kore'de mutluluğu bulurdum :)
Sauna/hamam (adı her neyse artık) hayatlarının bir parçası gibi duruyor. Bizim kırsaldaki gelini almadan hamama götürüp sağlam tarafından incelemek adeti gibi, Güney Kore'de de bazen esas kızın ailesi esas oğlanı saunada sorguya alıyor. Ayrıca geceyi yan yana uyuyarak geçirmek isteyen sevgililer hamamda sabahlayabiliyor. Evsizler oralarda uyuyor.
Şu an aklıma gelmeyen ama bende oralara gitme, sandıklarım gerçek mi kontrol etme isteği uyandıran onlarca güzel detayla dolu k dramaları.
Güney Kore'ye gidersem yapmak için şimdilik listeme aldıklarım:
Edindiğim izlenim, Kore'de adamlar analarından, sevgililerinden, karılarından ve patronlarından dayak yiyor! Dayak dediysek abartı bi şekilde değil; görücü görüşmelerinde performansını beğenmediği oğlunun kafasına annesi vuruyor ya da oklava ile kovalıyor, fiziksel temasta sınırı aşan sevgiliye kız arkadaşı tekme atıyor, işini iyi yapmayan elemana müdürü birkaç darbe indiriyor. Konuşarak anlaşmaya çalışmaktan bazen çok yorulan ben, sanırım Kore'de mutluluğu bulurdum :)
Kibirli esas oğlana uçan tekme atan esas kız (Boys Over Flowers).
Tuba Büyüküstün'ü benzer bir eylemde hayalleyin şimdi, bence Türk dizilerinde de bu tarz açılımlara ihtiyaç var:)
Kore'nin kendine özgü bir mutfağı var. Kimchi Kore mutfağında özel bir yere sahip görünüyor. "Kendin pişir, kendin ye" konseptli salaş restoranlarda masa üzerindeki mangalda domuz derisi, bağırsak gibi şeyler pişirip yiyorlar. Yemeklere yüksek oranda milli içkileri soju eşlik ediyor. İçerken çarptığını anlamadığın, ayağa kalkınca dünyanı ters döndüren bir içki olduğuna ben kanaat getirdim. Soju sonrası küfelik olmuş Koreliler sırtta, sedyede ya da restoranların sağladığı özel servis ile evlerine taşınıyor.
Tuba Büyüküstün'ü benzer bir eylemde hayalleyin şimdi, bence Türk dizilerinde de bu tarz açılımlara ihtiyaç var:)
Sauna/hamam (adı her neyse artık) hayatlarının bir parçası gibi duruyor. Bizim kırsaldaki gelini almadan hamama götürüp sağlam tarafından incelemek adeti gibi, Güney Kore'de de bazen esas kızın ailesi esas oğlanı saunada sorguya alıyor. Ayrıca geceyi yan yana uyuyarak geçirmek isteyen sevgililer hamamda sabahlayabiliyor. Evsizler oralarda uyuyor.
Şu an aklıma gelmeyen ama bende oralara gitme, sandıklarım gerçek mi kontrol etme isteği uyandıran onlarca güzel detayla dolu k dramaları.
Güney Kore'ye gidersem yapmak için şimdilik listeme aldıklarım:
- Bir gece mutlaka hamamda sabahlayacağım (20 USD'ye hem yemek, hem konaklama fırsatı: Daha ne olsun?!)
- Masaüstü grill restoranlarına gideceğim ve fakat sadece kimchi ve erişte yiyeceğim (Yemek konusunda tutucu bir insanım).
- Kesinlikle Korelilerle soju içip küfelik olacağım.
- Karaoke barlarında şarkı söyleyeceğim.
- Üç-dört kişilik müzik gruplarından birinin konserine gidip elimdeki parıldak şeyi gençlerle birlikte sallayacağım.
- Han Nehri'nde gezeceğim.
- Seul'deki Olimpiyat Parkı'na gideceğim.
- Hazımsızlık sorunu çekip, akapunkturun hazımsızlığa nasıl iyi geldiğini çözmeye çalışacağım.
- Korelilerin balayı adası Jeju'ya geçip manzaranın tadını çıkaracağım.
- Gong Yoo'yu bulup, Türk kadınlarından sevgiler sunacağım!
2 yorum:
Yalnız ilk resim Playfull Kiss'ten, Personal Taste değil :)
Kore dizilerini keşfeden herkesi çok seviyorum. İzleyin ve izlettirin diyorum :)
Bir de Gong Yoo kısmında kendi blogumu gördüm, mutlu oldum hehe :)
Takipteyim artık ;)
hem dikkatli, hem yorum yapiyor, hem kore dizisi seviyor! ne guzel bir okur:) hosgeldin!
Yorum Gönder