26 Haziran, 2006

tatil önerileri- rodos

Uzaklara gidemeyecek dostlara yola çıkmadan bir güzellik yapmak ve daha önce yaz tatilimi geçirdiğim yakın ülkelerden biraz bahsetmek istedim. Hala tatil planı yapamamış arkadaşlara belki bir faydası olur.

Aile ile, sevgili ile, kanka ile ya da solo… her şekilde mutluluğun garanti olduğu bir yer Rodos. Corfu’dan sonra tüm Yunan adaları içinde en yeşil 2. ada. Daha "in" haldeki diğer Yunan adalarına yan gözle bakmaya hiç gerek yok yani. Adanın bereketlerinden yararlanmak için yapılması gereken en önemli şey araba kiralamak ve tüm adayı boydan boya dolaşmak. Diğeri de halka karışmak. Aşk-nefret ilişkisi içinde olduğumuz bu halkla ne kadar kaynaşırsanız, o kadar iyi.

Deniz denince akla gelen her çeşit plaj seçeneğini burada bulmak mümkün. İster kayalıklardan denize girin, ister yemyeşil küçük koylardan, ister uzun kumsalları olan ıssız dalgalı plajlardan. Anadan üryan güneşlenmek serbest. Yalnız dikkat edin, o şekilde uyuyakalmayın. Kuş uçmaz kervan geçmez sandığınız kumsallar, şaşırtıcı bir hızla dolabilir.

Bodrum/Çeşme’deki muadilleri kadar konforlu olmasa da, çok sevimli onlarca beach var adada. Antony Quinn’in sahibi olduğu bir beach vardı mesela; ismi neydi unuttum.

Sidik yarışı seanslarından aklımda kalanlar…
Yunan atağı:
"Sen Cengiz Han’ın torunusun, biz seninle nasıl kardeş olabiliriz?". "Biz en azından 1. lig’deyiz. Siz bu ligden değilsiniz! (Avrupa Topluluğu’nu kastederek)"
Türk karşı saldırısı:"Tükürsek boğulursunuz be"

Değişik ortam anıları…
Şöyle bir sahne hayal edin. Yolda seramik almak için durduğumuz dükkan sahibi ile tarih-politika vs biraz lafladık. Arabamıza bindik, tam ana caddeye çıkmak üzereyiz. Seramikçi koşarak geldi, cama yapıştı, bizim araçla birlikte koşuyor ve bağırıyor: “Hiç Türk öpmedim, seni bir kere öpebilir miyim?".

Yunanlı bir dost sayesinde turistlerin bilmediği bir tavernaya gittik; sirtaki dinleyeceğiz. O Yunan güzelleri nasıl bir zerafetle oynamak; ağır ağır, yavaştan yavaştan... Bağrı yanık delikanlılar, kızlardan da güzel raks ediyor; Denizli horozları gibi... kabar kabar öldüler. Toplumun huzuru ve mutluluğu biz ayağa kalkana kadar sürdü. Biz de Türk’üz. Sallamadan duramam hani. O zerafet ortamını, agresif sallanışlarla darma duman ettik. Biz de göbek atılır, abicim. Bizim Yorgos sepetine 10 Euro saydı; bilmem kaç sepet karanfil döktü kafamızdan. Hahaha. Yunanlıları seviyorum.

3 yorum:

Unknown dedi ki...

ya!
yunanistan filan değil de ben Thailand a Phuket'e gitmeyi çook istiyorum.Bu sene inşallah çalıştığım hastane maaşıma gani gani zam yaparda arkama bile bakmadan koşa koşa giderim !!:-)

OzlemPansiyon dedi ki...

Daha önce blog'da bahsettiğim yeni bir arkadaşım var: "Su gibi ol, Özlem" tavsiye sahibi Tolga.

Tolga mühim bir şirkette, iyi kazanç sahibi bir insandır bundan 3 yıl önce. O kadar, o kadar boğazına kadar gelir ki, sonunda toparladığı 1500$ ile düşer doğuya doğru bilinmez bir yolculuğa. Aylarca hindistan'da takılır; sonra da 7 ay kadar phuket yakınlarında bulduğu küçücük bir adada yaşar. Yola çıkarken cebindeki para sadece 1500$. Eve 2,5 yıl sonra döner.

Hepimiz Tolga değiliz elbet. Kesin olan, ben değilim! Yine de diyeceğim şudur ki, hastane gani gani zam yapmasa da ucuza seyahat etmenin elbet bir yolu vardır.

Sen bi bak; bulursan ben de ekleneyim hemen programa:)

Unknown dedi ki...

En kısa zamanda araştırmalara başlıyorum;-)
Kendimi telkin edebilmem konusunda çok iyi bir örnek vermişsin...;-)
ama diyorum sende boş durma araştırmalara başla mesela Tolga adlı arkadaşına bir sor bakalım nerelerde kalmayı önerirmiş...

sevgiler!
Ezgi