30 Aralık, 2009

uzaklar çağırınca

"Seyahat etmek için 10 harika bahane" dizisine biraz ara verelim ve seyahat kitapları serisine dönelim.

Orhan Kural, Türkiye'de gezgin deyince ilk akla gelen isimlerden biri. Kendisiyle hiç tanışmadım, tanışmak için de bir teşebbüste bulunmadım. Gezginliğin yayılması adına bu ülkede önemli işler yapmış kişilerden olduğunu söyleyebilirim.
Orhan Kural'ın kitaplarından birkaç tanesini okudum. Bunlardan biri olan Uzaklar Çağırınca'da sevdiğim bir yazı var, paylaşmak istiyorum sizinle.

Dünyada eğer 100 kişi yaşasaydı!
Dünya nüfusunu, 100 kişilik bir köy kadar küçültebilseydik dağılım şu şekilde olacaktı: 57 Asyalı, 21 Avrupalı, 14 Amerikalı ve 8 Afrikalı.

Bunların 52'si kadın, 48'i erkek olacaktı. 30'u beyaz, 70'i beyaz olmayan, 30'u Hıristiyan ve 70'i Hıristiyan olmayan olacaktı.

6 kişi bütün servetin %59'una sahip olacaktı. Ve bunların hepsi ABD kökenli olacaktı.

80 kişi kötü evlerde yaşayacaktı, 70 kişi hiç okuma-yazma bilmeyecekti.

Sadece 1 kişi bilgisayar sahibi, 1 kişi de -evet, sadece 1 kişi- üniversite mezunu olacaktı.

Eğer bu sabah hastalıklı değil de sağlıklı uyanmış iseniz, bir hafta sonrasını göremeyecek olan 1 milyon insandan daha şanslısınız. Bir harp tehlikesi, işkence görmek ihtimali veya aç kalma korkusu ile karşı karşıya değilseniz, 500 milyon insandan daha iyisiniz. Buzdolabınızda yiyeceğiniz, üzerinizde elbiseniz ve başınızı sokup uyuyabileceğiniz bir eviniz varsa, dünyadaki insanların %75'inden daha zenginsiniz. Bankada ve cüzdanınızda para varsa, dünyanın en imtiyazlı %8'i arasındasınız. Bir de anneniz, babanız sağ ise, siz bu dünyadaki "nadir" kişilerden birisiniz!

Genç Gezginler Seyahat Bursu başvurusunda son haftaya girdik. Uzakların çağırdığı genç gezginler, davranın artık!

Hiç yorum yok: