Önce Güney Kore'deki eğitim sistemiyle ilgili bana ilginç gelen bilgileri aktarayım.
Beklendiği üzere, Güney Kore’de eğitim sistemi teknoloji kullanımı açısından fena halde gelişmiş.
Güney Kore, tüm ilk ve ortaöğretim okullarında yüksek hızlı fiber optik geniş bant internet erişiminin olduğu dünyadaki ilk ülkeymiş. Okullarda dijital ders kitapları kullanan dünyanın ilk ülkesi de yine Güney Kore olmuş.
Okul yılı bizdeki ve dünyanın çoğu ülkesindeki gibi Eylül’de değil, Mart’ta başlıyor Kore’de.
Güney Kore’de öğrenci olmak çook zor ve çoook sıkıcı bana göre.
İlkokul süresi Güney Kore’de 6 sene. Çocuklar 3. sınıf itibariyle İngilizce öğrenmeye başlıyorlar.
Öğrenciler kaç saatlerini okulda geçiriyor dersiniz? İlkokuldaysa 5 saat, ortaokuldaysa 8 saat, lisedeyse 12 saat !
Öğrencilerin okul dışında bir de özel akademilere gidip ve ek dersler alması Kore’de yaygın görünüyor. İngilizce’den matematiğe, bilimden kompozisyon yazmaya, piyanodan Çin kaligrafisine ne ararsanız var akademilerde.
Üniversiteye girmek için lisede öğrenciler her sömestir bir test almak, ayrıca lise son sınıfta da merkezi bir sınava girmek zorundalar, nam-ı diğer "ölüm-kalım sınavı". Okuduğum kaynaklar yanlış değilse, üniversite giriş sınavı tam 9.5 saat sürüyor!
Tüm bu mücadele, daha iyi bir üniversiteye girmek ve rekabetin akıl almaz boyutlarda olduğu Kore’de daha iyi bir hayat kurabilmek için.
OECD ülkelerindeki, ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerinin mutluluk düzeyini karşılaştıran bir araştırmaya göre; Güney Kore son sırada!
Güney Kore, dünyada intihar oranının en yüksek olduğu ülkelerden biri. Toplum liderleri (eski cumhurbaşkanı mesela) ve ünlüler arasında da yaygın intihar, bu yüzden ekstra göze çarpıyor Kore’deki bu intihar eğilimi.
Elimdeki az veriye baktım, bunun nedenlerine dair biraz beyin jimnastiği yaptım. Durumu "Korelilerin çok rekabetçi bir ortamda yaşamalarına, mükemmelliyetçi yapılarına, güçlü toplumsal bağlara ve bunlarla gelen büyük yüke" bağladım.
Koreliler nasıl bir hayat yaşıyorlar, bakalım;
• Okula başladığın andan itibaren köpek gibi çalışmak zorundasın. Ders çalışmak, okulda başarılı olmak yetse iyi. Ağır sınavlara gireceksin; performans anksiyetesi yaşamak, sınav günü hasta olmak gibi lükslerin yok (Üniversite sınav sonuçlarının açıklandığı Aralık ayı intihar oranı tavan yapıyormuş).
• İyi bir üniversiteye girdin diyelim. Yetti mi, yetmedi. Güzel olmak zorundasın (“Estetikliler cenneti” ülkelerin başında geliyor Güney Kore). Bir ameliyattan değil, bir dizi ameliyattan bahsediyoruz burada. İş ve görücü mülakatlarında elenmemek için, güzellik mühim şey!)
• Ameliyatla hadi gözü, elmacık kemikleri, dudakları düzelttin. Vücut ne olacak? Sağlıklı beslenme ve düzenli spor şart! (Bayıldığımız Koreli oyuncuların o vücutlara ulaşmak için günün 6 saatini spor salonunda geçirdikleri söyleniyor. Değer mi Gongcuum, gel ben sana bakarım:P. Kızların neredeyse tamamı sıfır beden, oğlanlar onlardan iri değil. Yaşlılar bile şişman değil yahu; haftasonu dağ bayır yürüyüp duruyorlarmış. Böyle bir ülke işte Kore, tüm güzel gün hayalleri emekliliğe bağlanmış).
• Okulda iyi kötü başarıya ulaştın, tekvandodan piyanoya bir dizi sportif ve sanatsal becerin var, tipi topladın, fena olmayan bir işe girdin. Unutma! Tüm bu çaba, Batılılar gibi bireysel çıkarların için değil sadece; ülken, milletin, ailen için aynı zamanda. Sabah 6’da kalkacak, iş bitene kadar çalışacaksın. Çalıştığın şirket iyi olursa, ülken iyi olur! Fazla mesai kavramını zaten aklına bile getirmiyorsun, çünkü ciddi bir milli kalkınma bilinci yerleştirdiler sana.
• Şimdi sınıfına uygun bir eş bulma zamanı. Ailenin onaylamayacağı birine gönlünü kaptırma boşuna, muhtemel kazanamayacağın bir savaşta gereksiz yıpranırsın! En güzeli yılda 10-15 bin dolar masraf yapıp, ‘eş bulma ajanslarından‘ kendine uygun bir karı/koca ayarlamak. (Kore'de evlenemeyen orta yaş üstü erkekler Vietnam, Kamboçya, Filipinlerde yine ajanslar aracılığıyla evleniyormuş).
• Bitti mi? Yok canım, daha yeni başlıyoruz:) Önünde 30-40 yıl sürecek bir iş hayatı var. Çocuklar büyüyecek, onların ‘akademi’ masrafları, ameliyat paraları… Bu arada sana vaktiyle yatırım yapmış ebeveynler artık emekli, ilgilenmemek olmaz (Toplumsal bağların çok güçlü olduğu bir ülke Kore. Aile ve toplumun onayını almak çok önemli. Onur, gurur gibi kavramlar da içlerine işlemiş. Toplumun onaylamadığı, kusurlu bir insan olmak zor Kore’de. Olur da hata yaparsan, toplumun dışına itilirsin).
Koreliler soju içip küfelik olmasın da, ben mi olayım? Koreliler intihar etmesin de, biz mi edelim? 'Fakir ama mutlu' kadar, 'zengin ve mutlu' da yalan. Doğru düzgün bir hayatın sırrı DENGE tutturmak bana göre.
Beklendiği üzere, Güney Kore’de eğitim sistemi teknoloji kullanımı açısından fena halde gelişmiş.
Güney Kore, tüm ilk ve ortaöğretim okullarında yüksek hızlı fiber optik geniş bant internet erişiminin olduğu dünyadaki ilk ülkeymiş. Okullarda dijital ders kitapları kullanan dünyanın ilk ülkesi de yine Güney Kore olmuş.
Okul yılı bizdeki ve dünyanın çoğu ülkesindeki gibi Eylül’de değil, Mart’ta başlıyor Kore’de.
Güney Kore’de öğrenci olmak çook zor ve çoook sıkıcı bana göre.
İlkokul süresi Güney Kore’de 6 sene. Çocuklar 3. sınıf itibariyle İngilizce öğrenmeye başlıyorlar.
Öğrenciler kaç saatlerini okulda geçiriyor dersiniz? İlkokuldaysa 5 saat, ortaokuldaysa 8 saat, lisedeyse 12 saat !
Öğrencilerin okul dışında bir de özel akademilere gidip ve ek dersler alması Kore’de yaygın görünüyor. İngilizce’den matematiğe, bilimden kompozisyon yazmaya, piyanodan Çin kaligrafisine ne ararsanız var akademilerde.
Üniversiteye girmek için lisede öğrenciler her sömestir bir test almak, ayrıca lise son sınıfta da merkezi bir sınava girmek zorundalar, nam-ı diğer "ölüm-kalım sınavı". Okuduğum kaynaklar yanlış değilse, üniversite giriş sınavı tam 9.5 saat sürüyor!
Tüm bu mücadele, daha iyi bir üniversiteye girmek ve rekabetin akıl almaz boyutlarda olduğu Kore’de daha iyi bir hayat kurabilmek için.
OECD ülkelerindeki, ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerinin mutluluk düzeyini karşılaştıran bir araştırmaya göre; Güney Kore son sırada!
Güney Kore, dünyada intihar oranının en yüksek olduğu ülkelerden biri. Toplum liderleri (eski cumhurbaşkanı mesela) ve ünlüler arasında da yaygın intihar, bu yüzden ekstra göze çarpıyor Kore’deki bu intihar eğilimi.
Elimdeki az veriye baktım, bunun nedenlerine dair biraz beyin jimnastiği yaptım. Durumu "Korelilerin çok rekabetçi bir ortamda yaşamalarına, mükemmelliyetçi yapılarına, güçlü toplumsal bağlara ve bunlarla gelen büyük yüke" bağladım.
Koreliler nasıl bir hayat yaşıyorlar, bakalım;
• Okula başladığın andan itibaren köpek gibi çalışmak zorundasın. Ders çalışmak, okulda başarılı olmak yetse iyi. Ağır sınavlara gireceksin; performans anksiyetesi yaşamak, sınav günü hasta olmak gibi lükslerin yok (Üniversite sınav sonuçlarının açıklandığı Aralık ayı intihar oranı tavan yapıyormuş).
• İyi bir üniversiteye girdin diyelim. Yetti mi, yetmedi. Güzel olmak zorundasın (“Estetikliler cenneti” ülkelerin başında geliyor Güney Kore). Bir ameliyattan değil, bir dizi ameliyattan bahsediyoruz burada. İş ve görücü mülakatlarında elenmemek için, güzellik mühim şey!)
• Ameliyatla hadi gözü, elmacık kemikleri, dudakları düzelttin. Vücut ne olacak? Sağlıklı beslenme ve düzenli spor şart! (Bayıldığımız Koreli oyuncuların o vücutlara ulaşmak için günün 6 saatini spor salonunda geçirdikleri söyleniyor. Değer mi Gongcuum, gel ben sana bakarım:P. Kızların neredeyse tamamı sıfır beden, oğlanlar onlardan iri değil. Yaşlılar bile şişman değil yahu; haftasonu dağ bayır yürüyüp duruyorlarmış. Böyle bir ülke işte Kore, tüm güzel gün hayalleri emekliliğe bağlanmış).
• Okulda iyi kötü başarıya ulaştın, tekvandodan piyanoya bir dizi sportif ve sanatsal becerin var, tipi topladın, fena olmayan bir işe girdin. Unutma! Tüm bu çaba, Batılılar gibi bireysel çıkarların için değil sadece; ülken, milletin, ailen için aynı zamanda. Sabah 6’da kalkacak, iş bitene kadar çalışacaksın. Çalıştığın şirket iyi olursa, ülken iyi olur! Fazla mesai kavramını zaten aklına bile getirmiyorsun, çünkü ciddi bir milli kalkınma bilinci yerleştirdiler sana.
• Şimdi sınıfına uygun bir eş bulma zamanı. Ailenin onaylamayacağı birine gönlünü kaptırma boşuna, muhtemel kazanamayacağın bir savaşta gereksiz yıpranırsın! En güzeli yılda 10-15 bin dolar masraf yapıp, ‘eş bulma ajanslarından‘ kendine uygun bir karı/koca ayarlamak. (Kore'de evlenemeyen orta yaş üstü erkekler Vietnam, Kamboçya, Filipinlerde yine ajanslar aracılığıyla evleniyormuş).
• Bitti mi? Yok canım, daha yeni başlıyoruz:) Önünde 30-40 yıl sürecek bir iş hayatı var. Çocuklar büyüyecek, onların ‘akademi’ masrafları, ameliyat paraları… Bu arada sana vaktiyle yatırım yapmış ebeveynler artık emekli, ilgilenmemek olmaz (Toplumsal bağların çok güçlü olduğu bir ülke Kore. Aile ve toplumun onayını almak çok önemli. Onur, gurur gibi kavramlar da içlerine işlemiş. Toplumun onaylamadığı, kusurlu bir insan olmak zor Kore’de. Olur da hata yaparsan, toplumun dışına itilirsin).
Koreliler soju içip küfelik olmasın da, ben mi olayım? Koreliler intihar etmesin de, biz mi edelim? 'Fakir ama mutlu' kadar, 'zengin ve mutlu' da yalan. Doğru düzgün bir hayatın sırrı DENGE tutturmak bana göre.
18 yorum:
içim parçalandı okurken yahu.bizdeki öss sistemi bunun yanında hiçbir şey o zaman.tabii iyinin iyisi kötünün de kötüsü var ama insana bu kadar eziyet de çektirilmez ki.
şu estetik olayıysa çok garip.işini iyi yapması mı önemli yoksa standart bir görünüme sahip olması mı? insanlar sistemleri kendileri kurup sonra sistemin kölesi oluyor kendi kendilerine eziyet ediyorlar.
özellikle korelilere bu merak nereden başladı peki ? iyi ki başlamış , ilginç ve eğlenceli bir yazı dizisi oluyor, teşekkürler. ileride de kore dışında başka memleketlerin de böyle "fun facts" şeklinde paylaşımı olur inşallah.
pluvier, estetik olayı cidden garip. sanırım onu biraz daha detaylı yazmam lazım.
göktuğ, kore merakı 6 ay önce bir kore filmini izlememle başladı. online sinema izlenebilen sitelerde kore filmlerinin peşine düştüm. bir süre sadece kore filmleri izledim. bir gün sinema portalında film izlediğimi sanarak bir kore dizisine başlamışım. sonra anladım ki kore sinemasından bile daha fazla takipçisi var kore dramalarının. bu sefer onları izlemeye koyuldum. kore yapımlarını çok sevdim; çünkü oradaki yaşama dair beni sürekli gıdıklayan ipuçları içeriyordu. izledikçe daha fazlasını merak ediyordum.
bu tarz yazıları seviyorsan, sana hemen gezgin arkadaşım başar kurtbayram'ın şahane kitabını önereceğim: "şaşırmak için gezmeniz gereken 55 yer". kitap sanırım piyasada satılmıyor. kitapta derlenen bilgilere binrota.com veya başar'ın blogu simdigezelim.com'dan da sanırım ulaşabilirsin.
Okuduğum bir makaleden çıkardığım özet icabı Japonya da Kore de kültürel anlamda homojen toplumlar. Geleneklerine feci değer veriyorlar. Hem dillerinin zorluğu hem de gelenekleri dışarıdan birinin aralarına katılıp yaşamasını çok zorlaştırıyor.
Sosyal anlamda homojen olmaları da (dil, etnik köken, sınıf, köylülük ya da kentlilik gibi farklar yok) ekonomik kalkınmayı milletçe kalkınmayı, yani bütünlük bilincini de yerleştiriyor.
Konfüçyüs'ün ahlak kodlarına göre yapılandırılımış bir toplum düzeni vardır. Buna göre sosyal hiyerarşi lazımdır. Otoriteye saygı duymak gerekir. Koreliler biriyle ilk karşılaşmalarında hemen kartvizit değiş tokuşu yaparlar ki birbirlerinin 'kim olduğunu' anlasınlar.
Otoriteye saygı, suç oranını azaltmak ve müsrifliğe engel olmak için aynı zamanda bir devlet politikası olmuş durumda.
Zenginlik göstermek çok ayıp. Gelir dağılımı en eşit ülkelerden biri. Çok az süper zengini olan bir ülke.
Bu eşitlik durumu bazı sosyal baskıları sebep oluyor fakat. Eğitim kurumlarından mezunlar aslında hem sayıca hem de kalite olarak mevcut iş potansiyellerinden çok fazlalar. Bu az olan iş potansiyelini kapmak için muhtemelen eğitimin üstüne psikopatça yan dallar ve estetik katmaları gerekiyor.
Ülkede basın özgürlüğünün de sallantılı olduğu söylenmekte. Sosyal homojenliği korumak adına azınlıklara yok muamelesi yapılıyor.
Özetle basın, azınlık ve eğitim durumları bize benziyor :)
Eşitlik ve saygı olayları daha farklı. Liberal olmadan zenginleşmişler arasında yer aldıklarından ben de geleceklerini merak ediyorum
Nasıl yani.. Ben Kore'ye yerleşecektim.. Okudukça içim daraldı.Aaa..Dizilerde hiç de öyle gözükmüyor hayat. 9,5 saat süren üniversite sınavı mı! Biz de kastık biraz ama neyse ki rekabetçi bir memlekette değildik o yıllarda..
"Lütfen anneme iyi bak" , şu sıralar okumakta olduğum bir Güney Kore kitabı, öneririm efenim :)
çok güzel bir kore serisi oluşturmuşsunuz. ellerinize sağlık. estetik olayını duymuştum, intihar olaylarını da biliyordum. eğitim durumlarından hiç haberim yoktu. hakikaten içim parçalandı. bizim sistem korelilerin yanında çok basit kalıyor. çok rekabetçi bir millet olduklarından bu kadar çok kasıyorlar. fakat ülke olarak herkesin ekonomik olarak olsun başka değerler olsun eşit olmasına sevindim.
polente, o kitabin amazon'da en cok satanlar listesine girdigini duymustum. turkce'ye cevrildigini hic bilmiyordum. tsk paylasim icin!
siparisi verdim hemen:)
selam yazilariniz gercekten cok guzel ben koreye gittim ve bu dediklerinizin hepsi istinasiz dogru gercekten guzel tespitler....yazilarinizin bir kismini fb adresimde paylasmak istiyorum umarim sorun olmaz^^
Bence biraz fazla abartmışsın. Şu anda Korede eğitim görüyorum. Eğitim sistemi zor ve ağır ama anlattığın kadar da sıkıcı değil. Öğretmenler bir kere Türkiye'deki gibi insana köpek muamelesi yapmıyor. Alıyor yemeğe falan çıkartıyor. Biraz fazla olmuş bu kadarı. Ayrıca koreli kız veya erkek olsun ünlüler ve sosyeteler dışında estetikli çokda insan sayamayız. Yolda gördüğün her 10 insandan 9u falan estetikli değil. Ek olarak bu koreye gittim diyen arkadaş gittiğinden emin misin sen? Veya eğitim sistemi ile ilgili bilgin var mı? Böyle yalan yanlış ben gittim bilmem ne diyerek ortalarda dolaşmayın. Tamam gitmiş olabilirsiniz ama o zaman da bari bilmediğiniz konular hakkında yorum yapmaya kalkışmayın...
senin kadar güzel anlatan görmedim... teşekkürler aynen katılıyorum... ama yinede ne çin ne japon benim favorim yinede korean :) hahaha sevdim valla dizilerden...
sırf dizilierini filmlerini seviyoruz diye bir ülkeyi eğitim sisteminden insanların estetiğine kadar irdelenmesi bence çok saçma koreliler şöyle böyle diyeceğimize sadece dizilerini izleyip eğlenelim yeter...:)))
merhaba.. ben suan koredeyim korede ogrenciyim yaklasik 4 aydir burdayim 1 sene boyunca burda okuyacagim. soylediklerinin coguna katilmiyorum. koreliler birincisi calismayi cok seviyorlar yaptiklari herseyden zevk aliyorlar herseyi zamaninda yapiyorlar eglenmeyede bolca zaman buluyorlar burda kis tatilida 3 ay yaz tatilide. bizden farki yok hatta bize gore daha rahat. ben burda sinava girmedim hep sunum hazirlaniyor ogretmenler ogrenciyi sikmadan ders calistiriyolar. kendi aralarinda bi rekabet oldugu kesin ama mutsuz olduklarini dusunmuyorum..
Bence 12 saat çokta kötü değil :D hayallerimin pesinden gideceğim..
anlattığınız için teşekkürler birşey istesem g. koredeki liselerin adları ve liseler hakkında bilgi verirmisin?
kesinlikle zorlayıcı bir sistem özellikle de bizim günümüz gençlerine hiç de uygun olmadığı kanaatindeyim. ancak size teşekkür ederim araştırma ödevim için .9gerçekten de çok yardımcı oldunuz.
O kadar saat okulda ne yapıyorlar? Ne görüyorlar da sınavları 9,5 saat sürüyor? Çok değişik..
herşey güllük gülistanlık olarak düşünülse bile intihar vakasının çok olması üzücü galiba mutsuzlar
Benim okulum da aynen böyle herkes rekabette ve herkes en az bir kez kursa gitmiş. Bence köyü değil. İnsanı motivasyon ediyor. Ben eğleniyorum hele spor müzik,sanat gibi dallarda ödül alınca. Ve okuluma aşığım diyebilirim. :)
Yorum Gönder