Bölgenin ucuz havayollarından olan Air Asia 'dan fazla oyalanmadan biletleri satın aldım (Bangkok-Phuket gidiş dönüş 90$/kişi. İki hafta önce baktığımda 50$'dı oysa. Lanet fiyat ikiye katlamış, küfrettim. Bir-iki ay önceden plan yapılsa 15-20$'a bile bilet bulunabileceğini biliyorum).
Uykusuz bir gece sonunda seyahatimizin ilk durağı olan Phuket için TripAdvisor yorumlarına inanarak adanın en civcivli plajı Patong'daki Aspery Hotel'de karar kıldım. Yeterince merkezi, yeterince yıldızlı ve misafirlerce verilmiş artı puanları yüksek, yeterince ekonomik bir seçenekti (Gecelik 2 kişilik oda fiyatı: 35$).
17 Eylül akşamı 23:35'te kalkan THY'nin Bangkok uçağı ile yeni bir maceraya doğru havalandık (50 bin mil + vergi için 400,00 TL/kişi. Biletleri aldıktan 3 gün sonra Miles&Smiles %40 mil indirim kampanyası yaptı. Bize de 20 bin mil kaçtı. Borçları olsun!). Aslında ben havalanma anını hatırlamıyorum. Uçağa bindiğimde uyuyakaldım, 9 saat süren yolculukta gözümü ilk kez Bangkok'a inerken açtım.
Bölgenin düşük sezonuydu aslında. Muson yağmurları başa bela olabilirdi (Yüksek sezon Kasım-Şubat). O kadarcık riski de göze almıştık artık.
Bangkok havaalanında 1-2 saat geçirdikten sonra Phuket'e uçtuk (1 saat 15 dk). Uçaktan iner inmez de kendinden emin havalı kızlar olarak hemen bir araç kiraladık (35$/gün). Ve fakat havaalanından çıktığımızda bir de ne görelim; hava kararmış, ayrıca trafik ters ve direksiyon sağda! Siz siz olun dünya üzerindeki herhangi bir adaya giderken, oraya İngilizlerin çoktaan uğramış olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Ters trafikte hiç araç kullanmamış şoförler olarak sakata gelmeyelim dedik, bi de şoför rica ettik. Yaklaşık 30 km uzaktaki otelimize transfer ve ertesi tüm gün de bizi adanın plajlarında gezdirmek üzere böylece şoförlü bir aracımız vardı artık (Toplam 70$, 30'unu o gece verdik). Vakit dardı ve yapacak çok şey vardı, pintilik etmeyelim dedik (Havaalanından Patong Beach'e shuttle 150 B, yani yaklaşık 4,5$/kişi bu. Taksi ise 20-25$).
Issız ve karanlık yollardan geçtik ve Patong'a ulaştık. Otel doğru oteldi, ama Phuket doğru ada mıydı şüpheye düştük. Sokaklardaki çöp ve baharat kokusu, esnafın hali, dükkanların derme çatmalığı, adada olup denizi göremeyişimiz... Hayallerimizdeki tropikal ada konsepti o ilk gece hafifçe bir yara aldı. Yine de yarından umutluyduk. Nitekim ertesi gün, deniz konusunda Phuket'in başarılı olmadığını ama çevresindeki adalar ve gelgitle suları çekilen sahillerde özellikle gün batımı manzaralarının güzelliğiyle yetinmek zorunda olduğumuzu anlayacaktık.
Güneydoğu Asya'daki ilk gecemizde mutluluğa Thai yemekleri ile ulaşmaya çalıştık (İyi bir restoranda kişi başı yemek ortalama 8-10$. Yonca gibi deniz böcekleri düşkünüyseniz cennete hoşgeldiniz). Midemiz mutluydu da... onlarca saatlik yolculuktan sonra sandaletler ayağımıza dar geliyor, ayaklarımız biraz ilgi, biraz şefkatt diye bağırıyordu sanki. Adım başı karşımıza çıkan, gülen suratlı kızların toplaşarak Thai massagee diye melodik bir sesle bağırdığı cennetin kapısından ilk adımımızı işte ilk o gece attık. O sevimli narin ve uysal kızların, ustalaşmış güçlü ellerine ayaklarımızı teslim ettik. Sürüyerek ilerlediğimiz ayaklar, uçarak çıktı o salondan (Şehire, mekanın kokoşluğuna, masaj tipine göre değişmekle birlikte ayak, thai veya yağlı masaj ortalama 8$). Elleri dert görmesin!