07 Mart, 2011

iste oyle bir sey

Patagonya'nin kucuk bir kasabasinin otobus gari. Otogarin tek yolcusu, aylar suren seyahati birkac hafta icinde bitecek olan gezgin kiz. Bavulu onunde acik.

Artik isime yaramayacak esyalari ayirmam, yukleri azaltmam lazim:( Ahh benim Ispanyolca kitabim, Ispanyolca ders notlarim... Sayenizde 5 ay bu kitada ac kalmadan yasadim. Altini cizdigim her satirin bir hikayesi, ogrenmeye calistigim her kelimenin bir hatirasi var. Ben sizi ne yapayim?

Bu yukler ki aslinda gezgin kizin en degerli anlarinin kaniti.

Arkada birakmali mi, birakmamali mi?

Bu soruyu tartarken kiz icinde; gara sirtcantali, karmakarisik sacli, sarisin bir genc geldi. Muhabbet aniden, dusunulmeden, kendiliginden basladi ve ilerledi.

"Heyy" diye seslendi kiz, Avrupali bir gezgin sandigi gence: "Ispanyolca kitaplarimi ve notlarimi ister misin?"

Karisik sacli oglan ve acik bavullu kiz, baktilar birbirlerine sessizce, 3-5 saniye. Oglan "ben Arjantinliyim, Ispanyolca biliyorum" dedi.

Gulduler birbirlerine.

Iki ayri yonden gelen, iki ayri yone giden, oncesi ve sonrasi olmayan, ortak kelimeleri pek az iki gezgindik. Ben diyeyim 30, siz diyin 40 dakika muhabbet ettik. Insan hayatinin yuzde kacina denk gelir bu dakikalar? Kac kelime sigar bir 30 dakikaya?

Oglan satranc turnuvalari icin 2 kez Istanbul'a gelmisti. Kiz oglanin memleketini otobusle boydan boya gecmisti. Tanistilar, sakalastilar, gulustuler, anlastilar.

Iki insanin anlasmasi icin ortak kac kelime bilmeleri gerekir? Kac kelimeden sonra ruh ruha, gonul gonule deger? Kac kelime ile duygusal bag kurulur, insan insani sever?

O otuz dakikada ruh ruha degdi, insan insani sevdi. Otobus saatleri gelince kirk yillik dost gibi sarilarak, birbirleri icin en iyiyi dileyerek vedalastilar. Hatiralari korumak icin cisme ihtiyaci olmadigini sezdi, yuklerini Patagonya'nin issiz otogarindaki banka birakti kiz.

O gun bugundur, ne zaman karmakarisik sari saclari yuzunu cevreleyen bir insana denk gelsem ya da satranctan bahsedilse yanimda ya da bag kurdugum esyalari terk etme kararsizligina dussem ya da issiz ve sessiz bir yerde iki kelam edesim gelse... illa ki -adini hic bilmedigim icin kendisine Lowell adini yakistirdigim- hayatimin bir 30 dakikasinda benim en iyi arkadasim olmus, uzaklardaki o guzel insan gelir aklima... Evrene bir selam gonderirim.

4 yorum:

İlker Erek Duran dedi ki...

çok beğendim, oluyo cidden böyle :)

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Özlem,
Şahanesin!
:))

polente dedi ki...

Ah, işte yolda olmanın en güzel yanını anlatan durum budur.
Yavruladık ya biz artık, durup durup hangisi daha içimi dolduruyordu diye soruyorum, bebek sahibi olmak mı yoksa yolda olmak mı?
Terazinin kefesi bir o yana bir bu yana kayıp duruyor, ama yolda olmayı çok özledim.

canan doğdu dedi ki...

yüreğine sağlık özlem.. kelimelerin ve ardındaki duygular öyle sıcacık ki... ruh ruha karışır, değer gerçekten.. bangkoka ilk indiğim sabah yaşadığım karşılaşmayı ve pervasızca bir günümüzü ve bir çok hikayeyi, duyguyu, düşünceyi paylaştığımız yol arkadaşımı anımsattın bana:)) teşekkürler..