Her gün bir yerden göçmek ne iyi, her gün bir yere konmak ne güzel. Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş. Dünle beraber gitti cancağızım, ne kadar söz varsa düne ait. Şimdi yeni şeyler söylemek lazım!
24 Nisan, 2006
ada vapuru yandan çarklı
Bir grup yarım akıllı, bindik yandan çarklı ada vapuruna. "23 Nisan kutlu olsun, sevinin küçükler, övünün büyükler, lay lay lom". O kadar kalabalıklaştı ki vapur, ayakta kalanlar olarak ikinci bir vapura geçmek zorunda kaldık. İşte o geçiş sırasında sol ayağım (hani geceleri yatarken arada bir hava alması için yorgandan çıkardığım, ola ki çıkaramazsam sanki ağzıma yastık kapatılmış kadar nefessiz kaldığımı sandığım, en kıymetlim, benim canım sol ayağım) kalasın altında kaldı. Üstüne de kalasın, 10 tane insan binmiş; "AAAAA" diye öyle bir bağırdım ki, ben bile utandım sonra:) Neyse morlukla atlattım olayı, kırık filan yok. Böylece başladık güne.
Sisli İstanbul manzaraları eşliğinde ulaştık Burgazada'ya. Deniz, martılar, ağaçlar, erguvan kokuları, fayton sefası, bisiklet gezisi, Kalpazankaya'da akıllara zarar bir garsona rağmen yenen güzel yemekler, muhtemel ot çekmeye doluşmuş kokoş hippiler, su satmayan bakkal vs vs...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder