05 Ağustos, 2006

elveda jamaika



Once Eda'yi ugurlamistim, dun de ablami. En son da kendimi ugurladim Jamaika'dan. Seyahatimin kizgin kumlar bolumu bitti. Birazdan Quito'ya Ekvator'un dag basindaki soguk baskentine dogru yola cikiyorum.

Simdi Atlanta'dayim. Atlanta hayatimdaki onemli donemeclere hep sahitlik etmis bir sehir. Yine oyle galiba. Bu Atlanta'ya 4. kez gelisim. Ne cok anim var burada da. 96 Olimpiyatlari mesela. Selim olimpiyat gazetesine kapak olmustu. Ben de her yerimi kirmizi-beyaza boyadim Naim'i seyretmeye gittim ertesi gun. Japonya televizyonuydu galiba, ropartaj yapmistim (Kupkup, simdi olsa sana da selam soylerdim vallahi. 100 yil gulerdik sonra bunu hatirlayip). Sonra bir takim Turk gazetelerde ve Newsweek'te resmimiz cikmisti. En rezili kitapcilarin birinde kucagima bi suru dergi gezete almis resmimi ararken Selim'in beni enselemelesi. Koca Atlanta'da o dakika denk gelmek, olacak sey degil! Ne zaman dedikodu yapsam da pistilenirim zaten. Hic bir resmim Selim'in ki kadar buyuk ve guzel degildi. Haset miyim ben?

Jamaika denince aklima ilk gelecekler:

Montego Bay, Ocho Rios, Negril, Kingston, Hip Strip, Doctor Cave Beach, rom ile yapilan kokteyller, Bob Marley, reggae, rastali kafalar, no problem yazan her sey, yemyesil daglar, turkuaz renkli sular, jerk chicken, Jamaikan bayraginin renkleri (sari/siyah ve yesil), yahova sahitleri, sair ve bestekar zenci genclik (bizimkiler hasretle bakar ya da fiziksel tacizle olaya girer. Bunlar baska model).

Ilk baslarda bana komik gelen ve nese veren seyler son gun batmaya baslamisti. Ayrildigim iyi oldu Jamaika’dan. Tadinda kaldi hersey. Yani her gun evlenme teklifi sunulmasi, ne kadar guzel oldugum ustune siirler okunmasi, birilerinin civarimda surekli serenat yapmasi ve dans etmesi bi yere kadar iyi. Bereketli Anadolu topraklarindan geliyoruz yani, annadik superiz:)

Elveda Jamaika!..
Dunya cok buyuk ve gormedigim daha 150 kusur ulke var. Tekrar gorusmemiz zor gorunuyor. Yine de her zaman gulumseyerek hatirlayacagim seni.

Hiç yorum yok: